İnternet Üzerinden Televizyon Yayıncılığı
December 5, 2018Sosyal Medya Araçları
December 5, 2018Mobil Haberleşme Sistemleri
Teknolojinin gelişimiyle hücresel sistemlerde kullanıcı ihtiyaçları ve buna bağlı olarak gerekli bant genişliği ile sunulan servisler artmaya başlamıştır. Ticari amaçlı ilk hücresel telefon sistemi 1978’de Bahreyn’de kurulmuştur. 1990’lı yılların başından itibaren de sayısal hücresel telefon sistemleri geliştirilmiş ve ses, sayısal veri haline getirilerek iletilmiştir.
Kolayca taşınabilen, geniş kapsama alanlı, kablosuz telefon sistemini kullanan bir iletişim ve multimedya aygıtı olan mobil telefonlar, GSM (Mobil İletişim İçin Küresel Sistem, cep telefonu için iletişim protokolü) sayesinde küresel bir çapa ulaşmıştır (http://www.tdk.gov.tr, http://tr.wikipedia.org/wiki/GSM, 11.02.2014). Mobil alanda, özellikle cep telefonunda görülen teknolojik gelişmeler oldukça ileri boyutlara ulaşmış (0G, 1G, 2G, 2.5G, 3G ve şimdilik 4G olarak adlandırılan dördüncü nesil sistem) ve cep telefonları; mobil şebeke, Wi-Fi veya kablolu bağlantı üzerinden internete erişerek bilgisayarların niteliklerine sahip olmuştur.
Her kullanıcıya bağlantı süresince iki yönlü görüşme yapabilmesi için iki kanal ayıran 1G sistemler, oldukça sınırlı sistem kapasitesine sahiptir. 1G sistemlerin tümü ses iletimi için FM kanal kullanmaktadır. 1990’lı yılların sonundan itibaren kullanılmaya başlanan 2G sistemler ise önceleri sadece ses iletimi için kullanılırken daha sonra kısa mesaj servisi (SMS) ve internet erişimi için veri haberleşmesi amacıyla da kullanılmıştır. 3G sayesinde geniş-alanda kablosuz telefon görüşmeleri, görüntülü aramalar ve kablosuz veri aktarımı gerçekleştirilmiştir. Dördüncü nesil kablosuz telefon teknolojisi olan 4G ise 3G standartlarının genişletilmesiyle elde edilen IP (Internet Protocol) tabanlı ağ altyapısına sahip teknolojiler için geliştirilmiştir. 4G sistemler daha yüksek veri hızı ve haberleşme kapasitesi yanında aynı zamanda daha fazla hareketlilik (mobility), servis kalitesi (QoS), güvenlik (security) imkânı ile düşük gecikme süresi (latency) sunmaktadır.
Bir diğer yenilik olan RFID (Radio Frequency Identification – Radyo Frekanslı Tanıma Sistemi) ise nesnelerin radyo dalgalarıyla tanımlanmasına ve hareketin izlenmesine olanak sağlayan bir tanımlama yöntemidir. Mikro işlemci ile donatılmış ve RFID etiketi denilen yaklaşık bir pul büyüklüğünde ve kalınlığında olan cihazlara verinin depolanıp maksimum 1 metre mesafeden erişilmesine olanak sağlamaktadır. Doğrudan görüş mesafesi zorunluluğu yoktur ve etiket, yazıcı, okuyucu ve uygulama olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır.
NFC (Near Field Communication-Yakın Alan İletişimi) cihazların birbirlerine değdirilmesi veya yakınlaştırılmasıyla iletişim kurmalarını sağlayan yeni bir teknolojidir. NFC teknolojisi; kredi kart ödemeleri, bilet alma, hızlı dosya paylaşımı veya belli noktalardan güncel bilgilere ulaşma gibi farklı amaçlarla kullanılabilir. Tüm bu özel ve gizli bilgilerin saklanacağı yer ise gerekli tüm güvenlik özelliklerini taşıyan bir SIM karttır.